Makaleler
Duan�n Kabul�ne Vesile: Salavat
fg�len (resmi Web sitesi)

Muhammed Fethullah GÜLEN

     
Anla��lan o ki, O'na getirilen salavat, biz onun gerçek s�rr�n� tam bilemesek de çok önemli.. her�eyden önce, �ayet O'na getirilen salavat, Allah Rasulü'nün �efaat-� uzmâs�na insan� çekip götüren birer vesileyse, insan bu konuda ne kadar hassas olsa de�er. Zira 'Ona yakla�maya vesile aray�n' (Mâide, 5/35) âyeti, Allah'a yakla�mak için vesileleri kullanmam�z� emretmektedir. Allah Rasulü'ne salâtü selâm bu mevzuda önemli bir vesile ise, insan onu hiç dilden dü�ürmemelidir. Bu da Allah Rasulü'yle münasebetin hemen her çe�idi Cenab-� Hakk'�n bize ayr� bir lütfu oldu�unu göstermektedir ki, bu da çok önemli bir husus olsa gerek.


Peygamberimize salavat getirmenin önemi nedir ve 'iki salavat aras�nda yap�lan duan�n kabul olaca��' do�ru mudur?
Peygamberimize salavat getirilmesi, bu konuda zikredilen hadislerin yan�nda, Kur'an ayetiyle de sabittir: 'Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.' (Ahzab, 33/56)

Allah Rasulü (sav) de pek çok hadislerinde, dua ederken kendilerine salavat getirilmesini istemi� ve bunu duan�n kabulü için bir vesile olarak zikretmi�lerdir.

Tirmizi'nin rivâyet etti�i bir hadiste de Peygamberimiz: 'Beni hayvan�na binen yolcunun ma�rabas� yerine tutmay�n. Bana, duan�z�n ba��nda, ortas�nda ve sonunda salât okuyun.' (Tirmizî, Salât, 352) buyurmu�lard�r. Ayr�ca Hz. Übey b. Ka'b'�n (ra) nakletti�ine göre bir keresinde Rasulullah (sav) birisine dua edece�i vakit önce kendisine dua (salât ü selam) ederek ba�la, dedi. (Tirmizî, Daavât, 10) Bir ba�ka defas�nda Allah Rasulü (sav), huzuruna gelen bir sahâbi kendisine çok salavat getirdi�ini söyleyince, Efendimiz (sav) o �ahsa, güzel bir �ey yapt���n� ve bunu daha fazla yapmas�n� söyledi. O artt�rd�kça Rasulullah da onu daha fazla salavat getirmeye te�vik etti.

Bizler de bu emrin gere�i olarak, Nâm-� Celîl-i Muhammedî yâd edilince salât ü selâmlardan birisiyle onu anmal� ve onu hep böyle bir tazimle yâd etmeliyiz. Eskiler, salât ü selam� te�vik eden âyet ve hadislerden hareketle birbirinden güzel salavat örnekleri ortaya koymu�lard�r. Delâilü'l-hayrât ve Delâilü'n-nur en bereketli salavat örneklerinin bir araya getirildi�i önemli eserlerdendir. Bu eserlere bakt���m�zda 'Salât- ü Münciye'den, 'Mi��î�iye'ye ondan 'T�bbu'l-kulûb' salât ü selâm�na kadar en kapsaml� tazim ve dualarla Efendimizin an�ld���n� görürüz. Ve pek çok insan da bugüne dek salât ü selâmlarla alâkal� hem salât ü selâm derlemi� hem de salât ü selâm�n faziletlerine dair pek çok eser ortaya koymu�tur.

Salât kelimesi dua manas�na gelmektedir ve Allah Rasulü'ne getirilen salât ayn� zamanda ona yap�lm�� bir duad�r. Bir Arap �airinin ifade etti�i gibi 'Her dua, kabulü için kanat nevinden salât ü selâma muhtaçt�r. Sana, salâte (duaya) gelince o, kanada ihtiyac� olmadan makbuldür.' Bu mant�ktan hareketle ulema: 'Duan�n ba��nda ve sonunda getirilen salavat, iki makbul dua olmas� itibariyle orada yap�lacak duan�n kabul olmas� için önemli bir sebeptir' demi�lerdir.

Dua, bir s�rr-� ubûdiyettir. Onun sayesinde insan, sebeplerin bütün bütün sükût etti�i bir zamanda Müsebbibü'l-esbâp olarak dualara icabet eden Cenab-� Hakk'�n büyüklü�ünü, ululu�unu, azametini çok net bir �ekilde görür. Esasen duada insan, akl�n�, gücünü ve iradesini a�an �eyleri Allah'tan ister. Yani biz çok defa dualar�m�zda cenneti, cennette ebediyeti, cemâlullah� mü�ahadeyi, Rabbin bize teveccühünü, maiyetini, bizi yaln�z b�rakmamas�n�, bize küsmemesini yani sevdi�i insanlara yapt��� muamele ile muamele etmesini isteriz ve bu istekleri de salât ü selâmla destekleriz.

Anla��lan o ki, O'na getirilen salavat, biz onun gerçek s�rr�n� tam bilemesek de çok önemli.. her�eyden önce, �ayet O'na getirilen salavat, Allah Rasulü'nün �efaat-� uzmâs�na insan� çekip götüren birer vesileyse, insan bu konuda ne kadar hassas olsa de�er. Zira 'Ona yakla�maya vesile aray�n' (Mâide, 5/35) âyeti, Allah'a yakla�mak için vesileleri kullanmam�z� emretmektedir. Allah Rasulü'ne salâtü selâm bu mevzuda önemli bir vesile ise, insan onu hiç dilden dü�ürmemelidir. Bu da Allah Rasulü'yle münasebetin hemen her çe�idi Cenab-� Hakk'�n bize ayr� bir lütfu oldu�unu göstermektedir ki, bu da çok önemli bir husus olsa gerek.

Evet, Allah Rasulü'yle her münasebet bizim için Allah'�n ayr� bir lütfudur. Onun baz� yanlar�n� budayarak, sadece Allah'tan mesaj al�p getiren özel bir vazifeli görmek, kendi k�staslar�m�zla baz� �eylerden O Zat'� mahrum saymak demektir ki, bu da kendi mahrumiyetimizden ba�ka bir �ey de�ildir. Ne Hz. Ebû Bekir ne Hz. Ömer, O'na vazifesini yap�p giden herhangi bir insan nazar�yla bakmam��lard�r. Sahih hadislerde nakledildi�ine göre Hz. Ömer, Hz. Abbas'�n elinden tutmu�, 'Allah'�m bu, senin peygamberinin amcas�n�n eli' demi� ve Allah'tan (cc) ya�mur istemi�, ya�mur da ya�m��t�r. Hz. Ömer gibi bir mant�k insan� dahi, vesile ad�na böyle �eyler yap�yorsa, bu husustaki ifrat ve tefritleri yeniden gözden geçirmemiz gerekir diye dü�ünüyorum. Hem bu aç�dan bak�ld���nda, yukar�da geçen Ahzab, 33/56. ayetinde 'Rasulullah'a salât ü selâm getirin' emrini nas�l izah edece�iz? Rasulullah'� bir nevi postac� kabul eden zihniyete göre bu âyete kar�� gelinmi� olunmaz m�? Bu nas�l �slami akideyle telif edilecektir? Has�l� bize Allah'�n (cc) o zata verdi�i pâyelere sayg�l� olmak dü�er.

Allah, inâyet-i etemmini üzerimizden eksik etmesin. Bizi do�ruya güzele iyiye tercüman k�ls�n. Hazret-i Ruh-u Seyyidi'l-Enâm'� kendi dar idrak çerçevelerimiz içinde de�il, Allah nezdindeki o azim yeri ile kavramaya, kabüllenmeye müsait hale getirsin! Ve sallallâhü alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.