Mehmet K�rk�nc�
Evet, �efkat ve merhamette en ileri olan Hazret-i Peygamber (s.a.v), daha dünyaya geldi�i dakikada "ümmetî ümmetî" (ümmetim, ümmetim) dedi�i gibi, hayat� boyunca da hep ümmetini dü�ünmü�, onlar�n dünyevî ve uhrevî saadetlerini temin için gayret göstermi�tir. Hem mah�erde herkes "nefsî nefsî" diyece�i zaman, yine O, “ümmetî ümmetî” (Buharî, Tevhid, 36) diyerek onlar�n cehennem ate�inden kurtulmalar� için Cenâb-� Hakk’a yalvaracak ve böylece ümmetine olan �efkat ve merhametini en ileri derecede gösterecektir. Hz. Peygamber’in (s.a.v) ümmetine kar�� nas�l bir �efkat ve merhamet ta��d��� bir ayette �öyle ifade buyrulur: “Size kendi içinizden gayet izzetli bir peygamber geldi. Zahmete u�raman�z ona a��r gelir. (Kalbi) üstünüze titriyor. O, müminlere kar�� pek �efkatli ve merhametlidir.” (Tevbe Suresi 9/128)
Böyle bir peygambere ümmmet olmak büyük bir �eref oldu�u gibi, ona salat u selam okumak da en büyük bir vazife ve vefad�r. Böyle bir Zat’�n �efaat�na mazhar olmak, onun nurundan istifade etmek; ancak onun sünnetine uymak ve Salat-ü Selam okumakla mümkündür.
Peygamber Efendimiz’e (sav.) Salat-ü Selam Okuman�n Ehemmiyeti:
Hz. Peygamber’e (sav.) salat ü selam okumak Allah’�n emridir. Nitekim bir ayette mealen �öyle buyrulur: “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salat ederler. Ey iman edenler! Siz de O’na salat edin ve tam bir içtenlikle selam verin.” (Ahzap Suresi 33/56)
Evet, �efkat ve merhamette en ileri olan Hazret-i Peygamber (s.a.v), daha dünyaya geldi�i dakikada "ümmetî ümmetî" (ümmetim, ümmetim) dedi�i gibi, hayat� boyunca da hep ümmetini dü�ünmü�, onlar�n dünyevî ve uhrevî saadetlerini temin için gayret göstermi�tir. Hem mah�erde herkes "nefsî nefsî" diyece�i zaman, yine O, “ümmetî ümmetî” (Buharî, Tevhid, 36) diyerek onlar�n cehennem ate�inden kurtulmalar� için Cenâb-� Hakk’a yalvaracak ve böylece ümmetine olan �efkat ve merhametini en ileri derecede gösterecektir. Hz. Peygamber’in (s.a.v) ümmetine kar�� nas�l bir �efkat ve merhamet ta��d��� bir ayette �öyle ifade buyrulur: “Size kendi içinizden gayet izzetli bir peygamber geldi. Zahmete u�raman�z ona a��r gelir. (Kalbi) üstünüze titriyor. O, müminlere kar�� pek �efkatli ve merhametlidir.” (Tevbe Suresi 9/128)
Böyle bir peygambere ümmmet olmak büyük bir �eref oldu�u gibi, ona salat u selam okumak da en büyük bir vazife ve vefad�r. Böyle bir Zat’�n �efaat�na mazhar olmak, onun nurundan istifade etmek; ancak onun sünnetine uymak ve salat u selam okumakla mümkündür.
Peygamber Efendimiz (sav.) hadis-i �eriflerinde salat ü selam okuman�n ehemmiyetini �öyle ifade etmektedir: “Kim sabaha erdi�i ve ak�ama girdi�i vakit bana on salât getirirse k�yamet günü ona (hususî) �efaatim olacakt�r” (Heysemî, Mecmau’z-zevâid, 10/120) “Kim bana günde yüz defa salât edecek olursa Allah u Teâlâ onun yetmi�i âhiretine otuzu dünyas�na ait olmak üzere yüz hacetini yerine getirir.” (Beyhakî, �üabü’l-îmân, 3/111)
“Allah u Teâlâ benim kabrime bir melek vazifelendirmi� ve ona insanlar�n isimlerini vermi�tir. K�yamete kadar bana salât (-ü selâm) edecek kimseleri kendi ad� ve babas�n�n ismiyle "Falan o�lu falan, sana salât (-ü selâm) etti" diye bana tebli� eder.” (Heysemî, Mecmâu’z-zevâid, 10/162)
“K�yamet günü insanlar�n bana en yak�n olan�, üzerime çok salât edenidir.” (Tirmizî, Salât, 357)
“Cum'a günü bana salât (-ü selâm)� çok edin. Çünkü o gün, meleklerin haz�r olup �âhitlik edece�i bir "yevm-i me�hurdur. Bir kimse bana salât etmeye dursun onun salât�, o kimse (virdinden) ayr�ld���nda bana arz olunur.” (Ebu Davud, Salat, 207; Nesaî, cuma 5, 45)
Bediüzzaman Hazretleri de salavat�n ehemmiyetini �öyle ifade eder:
“Rahmetin en parlak bir misâli ve mümessili ve o Rahmetin en belî� bir lisân� ve dellâl� olan ve Rahmeten li'l-âlemîn ünvân�yla Kur'anda tesmiye edilen Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm�n sünnetidir ve tebaiyetidir. Ve bu Rahmetenlil-âlemîn olan Rahmet-i mücessemeye vesîle ise: salavâtt�r. Evet Salâvat�n mânâs� Rahmettir. Ve o zîhayat mücessem Rahmete rahmet duas� olan Salâvat ise, o Rahmetenlil-âlemînin vüsûlüne vesiledir. Öyle ise sen Salâvat� kendine, o Rahmetenlil-âlemîne vesile yap ve o Zât� da Rahmet-i Rahman'a vesîle ittihaz et. Umum ümmetin Rahmetenlil-âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakk�nda hadsiz bir kesretle Rahmet mânâsiyla Salâvat getirmeleri, Rahmet ne kadar k�ymettar bir hediye-i �lâhiye ve ne kadar geni� bir dairesi oldu�unu parlak bir Sûrette isbat eder.
Elhâs�l: Hazîne-i Rahmetin en k�ymettar p�rlantas� ve kap�c�s� Zât-� Ahmediyye Aleyhissalâtü Vesselâm oldu�u gibi, en birinci anahtar� dahi: "Bismillahirrahmânirrahîm"dir. Ve en kolay bir anahtar� da Salavatt�r.” (Nursî, B. S Lem’alar)
Üstad Hazretleri; “E�er desen: Madem o Habîbullaht�r. Bu kadar salâvat ve duaya ne ihtiyac� var?” sualine ise �u harika cevab� verir:
“O zat (a.s.m.) umum ümmetinin saadetiyle alâkadar ve bütün efrad-� ümmetinin her nevi saadetleriyle hissedard�r ve her nevi musibetleriyle endi�edard�r. ��te, kendi hakk�nda merâtib-i saadet ve kemâlât hadsiz olmakla beraber, hadsiz efrad-� ümmetinin, hadsiz bir zamanda, hadsiz envâ-� saadetlerini hararetle arzu eden ve hadsiz envâ-� �ekavetlerinden müteessir olan bir zat, elbette hadsiz salâvat ve dua ve rahmete lây�kt�r ve muhtaçt�r.” (Nursî, B.S Mektubat, 24. Mektup, 1. Zeyl, 2. Nükte)
Allah’�m! Hz. Muhammed’e (sav.) yer ve gö�ü dolduracak kadar, felek çarklar�n� durduruncaya kadar ve par�ldayan �im�eklerle birlikte bulutlardan akan sa�anaklar gibi salât eyle!
“Allah’�m Efendimiz Hz. Muhammed’e ve O’nun âline; gece ile gündüzün birbirini izledi�i, sabah ile ak�am�n birbirini takip etti�i, gece ve gündüz art arda gelip durdu�u ve iki karde� y�ld�z�n (kutup y�ld�z� ve arkada��) kar��l�kl� do�duklar� müddetçe salât eyle! Onun ve ehl-i beytinin ruhlar�na tahiyye ve selâmlar�m�z� ula�t�r! Ha�ir ve karar gününe kadar ona ve ehl-i beytine merhamet ve bereket ihsan eyle ve çok çok selâm eyle! Allah’�m! Bu salât ü selâmlar�n her birerleri ile bizleri ba���la! Bize merhamet et ve bize lütufta bulun!”
