Tefriciye Duas�n�n Fazileti | ||
|
||
Salat-� Tefriciye okumak “Rahmet duâs�” mânâs�nda olan salâvât, selâmla birlikte k�saca “Sallâllahü Aleyhi Vesellem” veya, “Aleyhissalâtü vesselâm” denilerek getirildi�i gibi, daha uzun duâ metinlerinin içinde de getirilebilir. Meselâ, namazda okudu�umuz et-Tahiyyâtü ve Allahümme Salli ve Bârik duâlar� esâsen birer salavâttan ibârettirler. Et-Tahiyyâtü duâs�nda kâinât�n mümessili ve övünç kayna�� Peygamber Efendimiz (asm) ile Kâinât Sultan� Cenâb-� Hak aras�nda vâki olan bir selâmla�ma, tebrikle�me, ve rahmet talebi vard�r ki, bu duâdan bütün “sâlih kullar” in�aallah hissedârd�rlar. Allahümme Salli ve Bârik duâs�nda ise, Hamîd ve Mecîd olan Allah’tan, Peygamber Efendimize (asm), Hazret-i �brâhim’e (as) verilen rahmet ve bereketin verilmesi istenir. Namazda yapt���m�z bu salâvâtlar�n d���nda, Peygamber Efendimizin (asm) ad�n� her duydu�umuzda O’na (asm) salavât getiririz, O’na (asm) selâm ederiz. Her derdimizi, her s�k�nt�m�z�, her hastal���m�z� da bir vesîle biliriz ve hem bu vesîleyle O’na (asm) salavât getiririz; hem de O’nun (asm) vesîlesiyle Cenâb-� Hak’tan kendi derdimiz için �ifâ, devâ, rahmet ve bereket isteriz. Çünkü dertli olan bizleriz. Derman ise Allah’tand�r. Salavât getirmek bizim için büyük feyiz kayna��d�r. Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) güler yüzlü ve sevinçli olarak meclise geldi. Ve �öyle buyurdu: “Bana Cebrâil (as) geldi ve dedi ki: ‘Yâ Muhammed! �stemez misin ümmetinden Sana her salavât getirene on salavât getireyim, Sana her selâm getirene de on selâm getireyim?’ Ne büyük müjde!” Bir ba�ka hadislerinde Hazret-i Peygamber (asm): “�nsanlar�n bana en yak�n�, bana en çok salavât getirenidir”2 buyurmu�lard�r. Salât-� Tefrîciye, dertli ve s�k�nt�l� hallerimizde okumam�zda büyük feyiz, bereket ve fazîlet olan bir salavâtt�r. Öyle ya, Peygamber Efendimize (asm) gelen her dertli devâ bulmaz m�yd�, her hasta �ifâ bulmaz m�yd�, her s�k�nt�s� olan ferahl��a kavu�maz m�yd�? Dertlerimizden kurtulmak ve s�k�nt�lar�m�zdan ferahlamak için Allah Resûlünü (asm) vesîle k�larak ve O’nu (asm) �efaatçi bilerek Allah’tan istemek ve Allah’a duâ etmek, Hazret-i Muhammed’e (asm) ümmet olman�n imtiyâz� ve Allah’a kul olman�n �erefinden ba�ka bir �ey olabilir mi? Salât-� Tefrîciye’yi dertlerimiz ve s�k�nt�lar�m�z esnas�nda okuruz. Fakat bu duâ ile birinci plânda dertlerimizi de vesîle bilerek Allah’a yakla�may� ve Allah’�n Sevgili Elçisine (asm) salavât getirmeyi maksat biliriz. Kâmil bir duâ olmas� için, dertlerimizi, hastal�klar�m�z� ve s�k�nt�lar�m�z� yaln�zca “duân�n vakti” olarak alg�lar�z. Ve derdimiz geçene kadar duâ yapmaya devam ederiz. Yani duâlar�m�z� art�r�r�z. Biliriz ki, derdimiz devam ettikçe, s�k�nt�m�z kalkmad�kça, hastal�ktan �ifâ bulmad�kça bizim için “özel duâ vakti” devam ediyor demektir.3 Bu süre içinde duâlar�m�za devâm ederiz. Duâlar�m�z� kesmeyiz. Binlerce kere duâ ederiz, rahmet okuruz, salavât getiririz ve dertlerimizden âzât olmay� talep ederiz. Nitekim, Peygamber Efendimiz (asm); “Allah’tan, O’nun lütfundan isteyiniz. Çünkü Allah, kendisinden istenilmesini sever. �bâdetlerin en fazîletlisi, darl���n kalkmas�n� duâ ile beklemektir”4 buyurmu�tur. Salât-� Tefrîciye duâs� �udur: “Allâhümme Salli Salâten kâmileten ve sellim selâmen tââmmen alâ seyyidinâ Muhammedin’illezî tenhallü bihi’l-ukadü ve tenfericü bihi’l-kurabü ve tukdâ bihi’lhavâicü ve tünâlü bihi’r-Ra�âibü ve hüsnü’l-havâtimi ve yüsteskâ’l-�amâmü bivechihî’l-kerîmi ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi’adedi külli ma’lûmin lek.” Mânâs�: “Allah’�m! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed’e (asm) en üstün, eksiksiz ve kâmil bir �ekilde salât ve selâm olsun. O öyle bir Peygamber’dir ki, (asm) dü�ümler O’nun (asm) hât�r�na çözülür, s�k�nt�lardan O’nunla (asm) ç�k�l�r, hüzünler, kederler ve ihtiyaçlar O’nun (asm) a�k�na giderilir, her istenene O’nunla (asm) ula��l�r, i�lerin sonu O’nunla (asm) güzel biter, ya�murlar O’nun (asm) mükerrem yüzü suyu hürmetine ya�ar. O’na (asm), O’nun (asm) yak�nlar�na ve ashâb�na tüm göz sahiplerinin göz aç�p kapama say�s�nca, her nefes alan�n ald��� nefes miktar�nca ve Senin bildi�in kâinât�n her zerresi adedince salât ve selâm eyle.” Âmin! Bu duâ için telaffuz edilen 4444 say�s�, s�k�nt�lar�n çözülmesi ve belâlar�n kald�r�lmas� için bir mânevî �ifredir. Bu duân�n çokça okunmas� murad edilmi�tir. Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin bir ihlâs düsturu olarak ifâde etti�i gibi, dört kere dört ayr� ayr� olsa on alt� kuvvetinde olmakta iken, bir çizgi üstünde omuz omuza verseler 4444 kuvvetinde bir güç meydana getirmektedir.5 Say�ca çokluk; mânevî güç ve kuvvette “yo�unla�ma”, istek ve talebe “kilitlenme” demektir. Duâda böyle yo�unla�t�ktan sonra, makbûl olmas�—in�aallah—Allah’�n rahmetinden umulur.
Ha�iye: 17.Lema Ubudiyet, emr-i �lâhîye ve r�za-y� �lâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i �lâhî ve neticesi r�za-y� Hakt�r. Semerât� ve fevâidi uhreviyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten istenilmemek �art�yla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münâfi olmaz. Belki zay�flar için mü�evvik ve müreccih hükmüne geçerler. E�er o dünyaya ait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa, o ubudiyeti k�smen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm b�rak�r, netice vermez. ��te bu s�rr� anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve faydas� bulunan Evrâd-� Kudsiye-i �ah-� Nak�ibendîyi veya bin hâsiyeti bulunan Cev�enü'l-Kebîr'i, o faydalar�n baz�lar�n� maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar. O faydalar� göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de haklar� yoktur. Çünkü o faydalar, o evradlar�n illeti olamaz ve ondan, onlar kasten ve bizzat istenilmeyecek. Çünkü onlar fazlî bir surette, o hâlis virde talepsiz terettüp eder. Onlar� niyet etse, ihlâs� bir derece bozulur. Belki ubudiyetten ç�kar ve k�ymetten dü�er. Yaln�z bu kadar var ki, böyle hâsiyetli evrâd� okumak için, zay�f insanlar bir mü�evvik ve müreccihe muhtaçt�rlar. O faydalar� dü�ünüp, �evke gelip, o evrâd� s�rf r�za-y� �lâhî için, âhiret için okusa zarar vermez. Hem de makbuldür. Bu hikmet anla��lmad���ndan, çoklar, aktabdan ve Selef-i Salihînden mervî olan faydalar� görmediklerinden �üpheye dü�er, hattâ inkâr da eder." 17.lem Sözler Evet, salâvât�n mânâs� rahmettir. Ve o zîhayat mücessem rahmete rahmet duâs� olan salâvât ise, o Rahmeten li'l-âlemînin vüsûlüne vesîledir. Öyle ise, sen, salâvât� kendine o Rahmeten li'l-âlemîne ula�mak için vesîle yap ve o zât� da rahmet-i Rahmâna vesîle ittihaz et. Umum ümmetin, Rahmeten li'l-âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakk�nda, hadsiz bir kesretle rahmet mânâs�yla salâvât getirmeleri, rahmet ne kadar k�ymettar bir hediye-i �lâhiye ve ne kadar geni� bir dairesi oldu�unu parlak bir sûrette ispat eder. Elhâs�l: Hazîne-i rahmetin en k�ymettar p�rlantas� ve kap�c�s� zât-� Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm oldu�u gibi, en birinci anahtar� dahi "Bismillahirrahmanirrahim" 'dir. Ve en kolay bir anahtar� da salâvâtt�r....Sözler Peki nas�l okunur. �mam� Kurtubî Hazretleri �öyle buyurmu�: “Bir kimse, çok önemli bir i�inin veya önemli bir dile�inin gerçekle�mesini, ya da üzerinde devam edip duran büyük bir belan�n üzerinden çekilip gitmesi (kalkmas�) için “Salât-i Tefriciye”yi (4444) defa okuyup, bu mübarek Salâtü Selâm ile Yüce Peygamberimizi vesile edinse, hiç �üphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, o kulunun istek ve murad�n�n olmas� için hay�rl� bir sebeb yarat�r ve ona murad�n� verir.” Latin harfleri ile: “Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-re�âibü ve hüsnül-havâtimi ve yustaskal �amâmu bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.” DUANIN manas�
“Allah�m! Bizim Efendimiz Muhammed’e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine dü�ümler çözülür, s�k�nt�lar ve belalar onun hürmetine aç�l�p da��l�r, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Maksatlara O’nun hürmetine ula��l�r, güzel sonuçlar O’nun hürmetine elde edilir. O’nun �erefli yüzü hürmetine bulutlardaki ya�mur istenilir, Allah’�m, onun ehl-i beytine, ashab�na da her göz k�rpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak zamanda sana malum olan varl�klar say�s�nca salât et.” Gerçekten inanarak yap�lm�� bir duan�n kabul olmayaca��n� kim söyleyebilir.
|