Kur’ân-Kerim; “Muhakkak ki Allah ve Melekleri, Peygamber üzerine salât ederler. Ey îmân edenler! Siz de O’na tam bir teslimiyetle salâvât getirin ve selâm verin”1 buyurur. Allah Elçisine (asm) salavât etmek hususunda Allah’�n ve meleklerinin örnek davran��lar�n� hat�rlatmakla söze ba�layan bu âyet, mü’minlerden de Hazret-i Peygamber (asm) için rahmet duâs� ve selâm ister. Demek, Peygamber Efendimize (asm) salavât getirmek, yani O’na (asm) rahmet duâs� okumak farz hükmündedir.
“Rahmet duâs�” mânâs�nda olan salâvât, selâmla birlikte k�saca “Sallâllahü Aleyhi Vesellem” veya, “Aleyhissalâtü vesselâm” denilerek getirildi�i gibi, daha uzun duâ metinlerinin içinde de getirilebilir. Meselâ, namazda okudu�umuz et-Tahiyyâtü ve Allahümme Salli ve Bârik duâlar� esâsen birer salavâttan ibârettirler. Et-Tahiyyâtü duâs�nda kâinât�n mümessili ve övünç kayna�� Peygamber Efendimiz (asm) ile Kâinât Sultan� Cenâb-� Hak aras�nda vâki olan bir selâmla�ma, tebrikle�me, ve rahmet talebi vard�r ki, bu duâdan bütün “sâlih kullar” in�aallah hissedârd�rlar. Allahümme Salli ve Bârik duâs�nda ise, Hamîd ve Mecîd olan Allah’tan, Peygamber Efendimize (asm), Hazret-i �brâhim’e (as) verilen rahmet ve bereketin verilmesi istenir.
Namazda yapt���m�z bu salâvâtlar�n d���nda, Peygamber Efendimizin (asm) ad�n� her duydu�umuzda O’na (asm) salavât getiririz, O’na (asm) selâm ederiz. Her derdimizi, her s�k�nt�m�z�, her hastal���m�z� da bir vesîle biliriz ve hem bu vesîleyle O’na (asm) salavât getiririz; hem de O’nun (asm) vesîlesiyle Cenâb-� Hak’tan kendi derdimiz için �ifâ, devâ, rahmet ve bereket isteriz. Çünkü dertli olan bizleriz. Derman ise Allah’tand�r.
Salavât getirmek bizim için büyük feyiz kayna��d�r. Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) güler yüzlü ve sevinçli olarak meclise geldi. Ve �öyle buyurdu: “Bana Cebrâil (as) geldi ve dedi ki: ‘Yâ Muhammed! �stemez misin ümmetinden Sana her salavât getirene on salavât getireyim, Sana her selâm getirene de on selâm getireyim?’ Ne büyük müjde!” Bir ba�ka hadislerinde Hazret-i Peygamber (asm): “�nsanlar�n bana en yak�n�, bana en çok salavât getirenidir”2 buyurmu�lard�r.
Salât-� Tefrîciye, dertli ve s�k�nt�l� hallerimizde okumam�zda büyük feyiz, bereket ve fazîlet olan bir salavâtt�r. Öyle ya, Peygamber Efendimize (asm) gelen her dertli devâ bulmaz m�yd�, her hasta �ifâ bulmaz m�yd�, her s�k�nt�s� olan ferahl��a kavu�maz m�yd�? Dertlerimizden kurtulmak ve s�k�nt�lar�m�zdan ferahlamak için Allah Resûlünü (asm) vesîle k�larak ve O’nu (asm) �efaatçi bilerek Allah’tan istemek ve Allah’a duâ etmek, Hazret-i Muhammed’e (asm) ümmet olman�n imtiyâz� ve Allah’a kul olman�n �erefinden ba�ka bir �ey olabilir mi?
Salât-� Tefrîciye’yi dertlerimiz ve s�k�nt�lar�m�z esnas�nda okuruz. Fakat bu duâ ile birinci plânda dertlerimizi de vesîle bilerek Allah’a yakla�may� ve Allah’�n Sevgili Elçisine (asm) salavât getirmeyi maksat biliriz. Kâmil bir duâ olmas� için, dertlerimizi, hastal�klar�m�z� ve s�k�nt�lar�m�z� yaln�zca “duân�n vakti” olarak alg�lar�z. Ve derdimiz geçene kadar duâ yapmaya devam ederiz. Yani duâlar�m�z� art�r�r�z. Biliriz ki, derdimiz devam ettikçe, s�k�nt�m�z kalkmad�kça, hastal�ktan �ifâ bulmad�kça bizim için “özel duâ vakti” devam ediyor demektir.3 Bu süre içinde duâlar�m�za devâm ederiz. Duâlar�m�z� kesmeyiz. Binlerce kere duâ ederiz, rahmet okuruz, salavât getiririz ve dertlerimizden âzât olmay� talep ederiz. Nitekim, Peygamber Efendimiz (asm); “Allah’tan, O’nun lütfundan isteyiniz. Çünkü Allah, kendisinden istenilmesini sever. �bâdetlerin en fazîletlisi, darl���n kalkmas�n� duâ ile beklemektir”4 buyurmu�tur.
Salât-� Tefrîciye duâs� �udur: “Allâhümme Salli Salâten kâmileten ve sellim selâmen tââmmen alâ seyyidinâ Muhammedin’illezî tenhallü bihi’l-ukadü ve tenfericü bihi’l-kurabü ve tukdâ bihi’lhavâicü ve tünâlü bihi’r-Ra�âibü ve hüsnü’l-havâtimi ve yüsteskâ’l-�amâmü bivechihî’l-kerîmi ve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi’adedi külli ma’lûmin lek.”
Mânâs�: “Allah’�m! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed’e (asm) en üstün, eksiksiz ve kâmil bir �ekilde salât ve selâm olsun. O öyle bir Peygamber’dir ki, (asm) dü�ümler O’nun (asm) hât�r�na çözülür, s�k�nt�lardan O’nunla (asm) ç�k�l�r, hüzünler, kederler ve ihtiyaçlar O’nun (asm) a�k�na giderilir, her istenene O’nunla (asm) ula��l�r, i�lerin sonu O’nunla (asm) güzel biter, ya�murlar O’nun (asm) mükerrem yüzü suyu hürmetine ya�ar. O’na (asm), O’nun (asm) yak�nlar�na ve ashâb�na tüm göz sahiplerinin göz aç�p kapama say�s�nca, her nefes alan�n ald��� nefes miktar�nca ve Senin bildi�in kâinât�n her zerresi adedince salât ve selâm eyle.” Âmin!
Bu duâ için telaffuz edilen 4444 say�s�, s�k�nt�lar�n çözülmesi ve belâlar�n kald�r�lmas� için bir mânevî �ifredir. Bu duân�n çokça okunmas� murad edilmi�tir. Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin bir ihlâs düsturu olarak ifâde etti�i gibi, dört kere dört ayr� ayr� olsa on alt� kuvvetinde olmakta iken, bir çizgi üstünde omuz omuza verseler 4444 kuvvetinde bir güç meydana getirmektedir.5 Say�ca çokluk; mânevî güç ve kuvvette “yo�unla�ma”, istek ve talebe “kilitlenme” demektir. Duâda böyle yo�unla�t�ktan sonra, makbûl olmas�—in�aallah—Allah’�n rahmetinden umulur.
Ha�iye:
1-Ahzâb Sûresi, 33/56
2-�hyâ, 1/891;
3-Sözler, s. 287;
4-Tirmizî, Daavât, 3804;
5-Lem’alar
17.Lema
Ubudiyet, emr-i �lâhîye ve r�za-y� �lâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i �lâhî ve neticesi r�za-y� Hakt�r. Semerât� ve fevâidi uhreviyedir.
Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten istenilmemek �art�yla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münâfi olmaz. Belki zay�flar için mü�evvik ve müreccih hükmüne geçerler. E�er o dünyaya ait faydalar ve menfaatler o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa, o ubudiyeti k�smen iptal eder. Belki o hâsiyetli virdi akîm b�rak�r, netice vermez.
��te bu s�rr� anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve faydas� bulunan Evrâd-� Kudsiye-i �ah-� Nak�ibendîyi veya bin hâsiyeti bulunan Cev�enü'l-Kebîr'i, o faydalar�n baz�lar�n� maksud-u bizzat niyet ederek okuyorlar. O faydalar� göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de haklar� yoktur.
Çünkü o faydalar, o evradlar�n illeti olamaz ve ondan, onlar kasten ve bizzat istenilmeyecek. Çünkü onlar fazlî bir surette, o hâlis virde talepsiz terettüp eder. Onlar� niyet etse, ihlâs� bir derece bozulur. Belki ubudiyetten ç�kar ve k�ymetten dü�er.
Yaln�z bu kadar var ki, böyle hâsiyetli evrâd� okumak için, zay�f insanlar bir mü�evvik ve müreccihe muhtaçt�rlar. O faydalar� dü�ünüp, �evke gelip, o evrâd� s�rf r�za-y� �lâhî için, âhiret için okusa zarar vermez. Hem de makbuldür. Bu hikmet anla��lmad���ndan, çoklar, aktabdan ve Selef-i Salihînden mervî olan faydalar� görmediklerinden �üpheye dü�er, hattâ inkâr da eder." 17.lem
Sözler
Evet, salâvât�n mânâs� rahmettir. Ve o zîhayat mücessem rahmete rahmet duâs� olan salâvât ise, o Rahmeten li'l-âlemînin vüsûlüne vesîledir. Öyle ise, sen, salâvât� kendine o Rahmeten li'l-âlemîne ula�mak için vesîle yap ve o zât� da rahmet-i Rahmâna vesîle ittihaz et.
Umum ümmetin, Rahmeten li'l-âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakk�nda, hadsiz bir kesretle rahmet mânâs�yla salâvât getirmeleri, rahmet ne kadar k�ymettar bir hediye-i �lâhiye ve ne kadar geni� bir dairesi oldu�unu parlak bir sûrette ispat eder.
Elhâs�l: Hazîne-i rahmetin en k�ymettar p�rlantas� ve kap�c�s� zât-� Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm oldu�u gibi, en birinci anahtar� dahi "Bismillahirrahmanirrahim" 'dir. Ve en kolay bir anahtar� da salâvâtt�r....Sözler
Peki nas�l okunur.
�mam� Kurtubî Hazretleri �öyle buyurmu�: “Bir kimse, çok önemli bir i�inin veya önemli bir dile�inin gerçekle�mesini, ya da üzerinde devam edip duran büyük bir belan�n üzerinden çekilip gitmesi (kalkmas�) için “Salât-i Tefriciye”yi (4444) defa okuyup, bu mübarek Salâtü Selâm ile Yüce Peygamberimizi vesile edinse, hiç �üphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, o kulunun istek ve murad�n�n olmas� için hay�rl� bir sebeb yarat�r ve ona murad�n� verir.”
Latin harfleri ile:
“Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-re�âibü ve hüsnül-havâtimi ve yustaskal �amâmu bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.”
DUANIN manas�
“Allah�m! Bizim Efendimiz Muhammed’e (sav) kusursuz bir salât ve rahmet, mükemmel bir selâm ve selâmet vermeni diliyoruz. O Peygamber ki, onun hürmetine dü�ümler çözülür, s�k�nt�lar ve belalar onun hürmetine aç�l�p da��l�r, hacet ve ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Maksatlara O’nun hürmetine ula��l�r, güzel sonuçlar O’nun hürmetine elde edilir. O’nun �erefli yüzü hürmetine bulutlardaki ya�mur istenilir, Allah’�m, onun ehl-i beytine, ashab�na da her göz k�rpacak kadar zamanda (her an, saniye) her nefes alacak zamanda sana malum olan varl�klar say�s�nca salât et.”
Duay� arapça olarak okuman�z� tavsiye ederiz.
Gerçekten inanarak yap�lm�� bir duan�n kabul olmayaca��n� kim söyleyebilir.